Please tell me what is taking place,
Lütfen söyle bana neler oluyor
Cause I can't seem to find a trace,
Çünkü bir iz bulamıyorum
Guess it must've got erased somehow,
Sanırım bir şekilde silinmiş olmalı
Probably cause I always forget,
Muhtemelen süreki unuttuğum için
Everytime someone tells me their name,
Ne zaman biri bana ismini söylese
It's always gotta be the same.
Hep aynı şey oluyor
(In my World)
(Dünyamda)
Never wore cover-up,
Asla gizlenmedim
Always beat the boys up,
Hep oğlanları dövdüm
Grew up in a 5000 population town,
5000 nüfuslu bir kasabada büyüdüm
Made my money by cutting grass,
Çimleri keserek para kazandım
Got fired by fried chicken ass,
Kızarmış tavuk g.tünden alev aldım
All in a small town, Napanee.
Hep küçük bir kasabada, Napanee
You know I always stay up without sleepin',
Blirsin ben hiç uyumadan hep ayaktayım
And think to myself,
Ve kendi kendime düşünüyorum
Where do I belong forever,
Sonsuza dek nereye aitim?
In whose arms, the time and place?
Kimin kollarına, yer ve zaman?
Nakarat:
[ Can't help if I space in a daze,
Şaşkın bir haldeysem elimde değil
My eyes tune out the other way,
Gözlerim diğer yolu ayarlıyor
I may switch off and go in a daydream,
Dönüp bir gün uykusuna yatabilirim
In this head my thoughts are deep,
Bu kafadaki düşüncelerim derin
But sometimes I can't even speak,
Ama bazen konuşamıyorum bile
Would someone be and not pretend?
Birileri rol yapmayı bırakabilir mi?
I'm off again in my World
Dünyamda yine koptum ]
I never spend less than an hour,
Asla bir saatten az harcamam
Washin' my hair in the shower,
Duşta saçımı yıkarken
It always takes 5 hours to make it straight,
Düzleştirmek hep 5 saatimi alır
So I'll braid it in a zillion braids,
Bu yüzden milyon kere öreceğim
Though it may take all friggen day,
Bütün zamanımı almasına rağmen
There's nothin' else better to do anyway.
Zaten yapacak daha iyi bir şey yok
When you're all alone in the lands of forever,
Ebediyetin topraklarında yapayalnız olduğunda
Lay under the milky way,
Samanyolunun altına uzan
On and on it's getting too late out,
Bu şekilde, saat çok geç oluyor
I'm not in love this time this night.
Gecenin bu vaktinde aşık değilim
Nakarat
(la la la la)
Take some time,
Biraz bekle,
Mellow out,
Hoşgrülü ol
Party up,
Parti yap
But don't fall down,
Ama yere düşme
Don't get caught,
Yakalanma
Sneak out of the house
Çaktırmadan evden çık