Yarını olmayan dünlere
yazılmış her şiir ve şair olmuş her fikir ki kaleme düşmüş her sözü. Hep
karanlık anlatıldı şarkılarda günyüzü. Yalpalayan ömürler aşikar hüzün
görüntüsü. Yalnızlıkla sevişir oldun, karanlık hep zifir ve gökyüzünde
güneşin doğum sancılarını bekledin. Doğmamış çocuktu doğacak, her ışık
hazin sihir ki; hediye olacak her yarın manevi hazinedir, vasiyetimdir,
cümlelerimin her kelimesi sahi asi, Sagopa yorgun tek tabanca 26
arifesi. Kimler önüne geçebilir zamanın akışının, cümlelerimin
noktalarına kaç zamanda ulaşırım. Yaşarım iskeletler diyarında bir et
parçasıyım. Varımı yoktan aldım. Daldım çoktan derin uykuma vardım,
beklemekle geçti yıllarım ve kar beyazdı saçlarım, karamsar yazdı
rhyme'larım ve tarumardı sabrım,harbi yaşadım benliğimle çok savaştım
yazdım olmadı ve kaçtım, rap uzattı elini çekti kulağımı. 'yaz' dedi!
Emir bir farzdır. Farzın adresinde sen ikamet halinde, bu Tanrı'dan bir
arzdır. Öylesine güç oldu, böylesine bir gidişi resmetmek, kalemi makina
yaptım, her çizikte kareler aldım, sundum önüne Yaradanın ve bekledim
cevabını, hep cevapsız kaldı çağrım, bağırdım!...
Raks edemedim yine yenildim, aksimi göremedim kör oldum
Haksızın vuramadım şakağına, baksın kör gözlerime...
Çuvala konulan her ölüydü günüme zehri zerkeden ve yuvası yıkılan her
virandı parasal harbe itilen, zoraki savaşa alınanlardı okulu
terkedenler ve eli bıçaklı her bebeydi kabusumda raks edenler, buna da
çok şükür demekle geçti onca garibe sene ve lehine gidişi rehine tuttuk
fethine kalktık, olmamış diyarların adını koyduk,otura kaldık, kıçımız
üstü isyan ettik
Kadere sıvadık (yo!...)horoskoplarınla yarına bir bakış mı bugünün,
aksilikle geleni dışlamak mı sömürün, hepiniz gömülün, fallar oynasın bu
oyunu,sallar sallasın sonunu, bir duada gizli ödülün, bir nazarda saklı
hüznün, temelli var oluş hayali, boşunadır vaatleri, sisteminde virüsü
saklar her beyin ve an çatar atak yapar ve bin çuval ceset kapar,
tenhalar yüz görümlük, yurt olur zaman donar.