Bugün Necip Fazıl Kısakürek'in ölümünün 28. yılı. Üstad'ın oğlu Mehmed Kısakürek "Necip Fazıl Kısakürek'i anlamanın anahtarı algı mekanizmalarımızda saklı" diyor
Türk edebiyatının ve düşün dünyasının en önemli kalemlerinden Necip Fazıl Kısakürek'in bugün, ölümünün 28. yılı. 79 yaşında 25 Mayıs 1983 yılında vefat ettiğinde arkasında birbirinden değerli eserler bırakan üstad, bugün bu toprakların yetiştirdiği en önemli şairlerden biri olarak kabul ediliyor.
Türkiye'de 1980 öncesinde yaşanan kutuplaşmada belli bir kesimin eserlerine ilgi gösterdiği üstad'la ilgili algılar da, Türkiye'nin sivilleşmesi, demokratikleşmesi sonucu değişti. Ve üstad, uzun zamandır Türkiye'de, Türk edebiyatının sayılı şairlerinden biri olarak algılanıyor. Eserlerine rağbet her geçen gün artıyor. Üstad'ın oğlu ve eserlerinin editörü Mehmed Kısakürek, SABAH'a yaptığı açıklamada artık üstad'ın eserlerine gençlerin büyük ilgi gösterdiğini söylüyor: "Son yıllarda Necip Fazıl Kısakürek'in eserlerine müthiş rağbet başladı.
Bu bizi büyük ölçüde teselli ediyor. Yeni gençler yetişiyor. Böyle yemyeşil ve kadife gibi gençlik. O eski yozlaşmış, nasırlaşmış anlayışlardan son derece uzak pırıl pırıl bir gençlik. Onlar üstad'ın eserlerine ilgi gösteriyor. Bizim görevimiz de onun eserlerinin yarınki nesillere, intikal etmesi için çalışmak." Necip Fazıl Kısakürek'i birkaç kelimeye sığdırmanın mümkün olmadığı belirten Mehmed Kısakürek "Bu okyanusu bardağa sığdırmaya çalışmak olur" diyor. Ama "Türkiye'nin ve dünyanın gidişatı düşünüldüğünde, sanatıyla, fikriyle, yaşayışıyla, bu millete böyle bir insan daha nasip olmayacak," diyerek Necip Fazıl Kısakürek'in değerini anlatıyor. Mehmed Kısakürek "Necip Fazıl Kısakürek'i anlamanın anahtarı algı mekanizmalarımızda saklı" diyerek onunla ilgili belli önyargılardan kurtulmak gerektiğini vurguluyor.
Şairlerin Sultanı
26 Mayıs 1904 doğumlu Necip Fazıl Kısakürek'in, pek çok şiirinde bahsi geçen çocukluğu, mahkeme reisliğinden emekli büyük babasının İstanbul Çemberlitaş'taki konağında geçti. 1921'de girdiği İstanbul Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne devam ederken Hayat Mecmuası, Dergah gibi dergilerde ilk şiirleri yayımlandı. 1924'te ise ilk şiir kitabı Örümcek Ağı basıldı. İstanbul Üniversitesi'ni bitirdikten sonra gittiği Fransa'da Sorbonne Üniversitesi Felsefe Bölümünde okudu. Türkiye'ye dönüşünde, 1928'de Kaldırımlar isimli şiir kitabı yayımlandı ve şair olarak hatırı sayılır bir üne kavuştu. 1940'larda şair kimliğinin yanı sıra siyasi fikirleriyle de tanınmaya başlayan Necip Fazıl, 1945'ten başlayarak 1978'e kadar günlük, haftalık ve aylık olarak çeşitli tarih ve periyotlarda tam 16 kez kapanıp, yeniden açılarak yayın hayatını sürdüren Büyük Doğu'yu yayımladı. 1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü'nü, İman ve İslam Atlası adlı eseriyle fikir dalında, Milli Kültür Vakfı Armağanı'nı (1981) Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü'nü (1982) aldı. Ayrıca Türk Edebiyatı Vakfı'nca 1980'de verilen beratla 'Sultan-üş Şuara' (Şairlerin Sultanı) ünvanını kazandı. Yaşamı boyunca tam 99 eseri yayımlandı.
Mehmet Barlas (SABAH yazarı)
'Şiirlerini, siyasi hayatından soyutlamak gerekir'
"Necip Fazıl Kısakürek, Türk şiirinin anıt isimlerinden biridir. İdeolojisiyle bir diğer anıt isim olan Nazım Hikmet'in alternatifi olarak görülür. Oysa her ikisi de Türk edebiyatına damga vurmuş büyük isimlerdir. Necip Fazıl şiirlerini, onun siyasi hayatından ve fanatik sağ kanattaki yerinden soyutlamak daha doğru olacaktır. Necip Fazıl Kısakürek'in İstanbul şiiri, Kaldırımlar, bence her edebiyatseverin ezbere bilmesi gereken nazım parçalarıdır."
Hilmi Yavuz (Şair)
'Şiirden hiç ödün vermedi'
"Necip Fazıl, önce lirik ve metafizik daha sonra kendi deyimiyle 'Bir dava adamı'nın şiirini yazdı. Ama hem lirik bir şairken hem de bir dava adamıyken, şiirden ve şiirsellikten, hiç ödün vermedi. Sadece şair olarak değil, bir tiyatro yazarı olarak müstesna düz yazılar kaleme aldı. Türk edebiyatında her zaman ayrıcalıklı yerini koruyacaktır."
Yavuz Bülent Bakiler (Şair)
'Öğretmenler gençlere okutmalı'
"Necip Fazıl Kısakürek bizim Cumhuriyet devrimizin en büyük müteferriklerinden ve şairlerinden birisidir. Onun ifadesi ile 'Ruh kökü'müzü en iyi anlayan ve ifade eden kalemlerin başında gelir. Şiiri de nesri de çok mükemmel bir edebimizdir. Cumhuriyet'in ilanından sonra Osmanlı'dan gelen kültür değerlerimize karşı yanlış bir isyan başladı. Dilimiz budandı, bazı mukaddesler tahkir edildi. Bu arada edebiyatımız da küçümsenmeye başladı. Necip Fazıl tüm bu inkar devresinde bizim kültür değerlerimize bağlı kalan ve onların güzelliğini ortaya koyan bir edebimizdir. Bana göre tüm öğretmenler Necip Fazıl'ı genç nesillere anlatmalıdır."
Nur içinde yatsın.. Unutulmaz !